Semavat ve arzı kaplayan Muhammedi nurun güneşi
Big-benginin yakıtıydı ki
Ey canların ve cananların canı cananı
Big beng cennet cemaline vurgunluğun patlamasıydı
Kudret eliyle bir avuç varlığın
Yani hakikati Muhammediyenin yokluğa saçılmasıyla
Mutlak yokluğun mutlak varlığınla harmanlanarak
Aşkınla şaşkınlığa düşmüşlüğünün
yokluktan varlığa tebdiliydi
Sevdana ve sevgine tutulmuş, aşkına susamışlığıya kainat
Bir kez ama ezelden ebede atan devasa bir kalp gibi
Damarlarındaki tüm kanı özündeki tüm cevherleri
paramparça tutulmuşçana saçıp savurdu boşluğa
Saçılıp savruluyor o cevherler hala
Kainat semah ile aşkınla kıyamda
Feza cazibenin cezbesi ile girdaplarda
Ve Can damlası canan okyanusunda cananla
Sonra hakikati Muhammed'i yenin nurdan gömleğini giydi kainat
İçten dışa baştan sona nuru iman ile doldu hayat ve memat
O gömlek ki soyup çıkarttığı zaman kainat
Kainat bir hiçti yine bir hiç olacak
Ve o gömlek için Allah kıyameti koparacak
Her yer yana-yana döne-döne yar
Ötesi ve berisi ilerisi ve gerisi hep yar
Yar ki boyutları boyutsuz nurları zülmetsiz bir diyar
Yar ki nuruna narın aşkına küfrün bittiği haznedar
Evvelinde yeşil bir nur olarak boşlukta gezerdi nurun
Zamansız ve mekansız Ne semavat vardı nede köre-i arz
Ne melek ne insu cin nede cümle felek
Levlake levlake ma ğelektel eflak.
Alemler sana müteşekkir sana borçlu sana muhtaç
Ey onsekiz bin alemin payitahtına oturan serveri alem
Ey imansız yüreklere dehşetli korku
Dost yüreklere aşk ve iman pınarları salan mimar
Şeytanların tahtı bahtını alaşağı edip
İnsanlık şerefini kabı kavseyne yücelttin
Kainat ağacının en olgun meyvesi
Nübüvvet ve risalet dağının zirvesi oldun
Korkuttun ve müjdeledin
Sana ulaşan her gönlün misali zümrüdü anka
Sana varan her yürek ulaşır arşa
Ayakları yerde başı semada
Ektiğin tohumlar koca çınar oldu gölgesi arşa değer
Yedi kat göklerde melekler yerde hayvan ve nebat
Cümle mümin ins ve cinler sohbetlerinde seni anar
Senin izinden gidenler cümlesi vardı menzile
Kana kana içtiler gark oldular izzet ve irfan denizinde
^^Zümrüdü anka^^